ZORLU MÜCADELELERİNİ BAŞARIYLA TAMAMLADI

Ali Eriç ile oğlu Alican Eriç’inzorlayıcı hava ve yol koşullarına, teknik aksaklıklara rağmen azimle mücadele ettikleri8.Pekin-Paris Klâsik Otomobil Rallisi, 23 Haziran’da rotanın son durağı olan Paris’tesona erdi! 18 Mayıs’ta Çin’in başkenti Pekin’de start alan rallide dünyanın farklı ülkelerinden toplam 110 ekip sırasıyla Çin,Kazakistan,Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye, Yunanistan ve İtalya’dan geçerekParis’e ulaştılar. Sekiz ülkeyi kapsayan 37 günlük zorlu macerada ekipleryaklaşık 14.500 kmkat ettiler. Türk klasiği 1973 model Anadol STC-16 ile yarışan baba-oğul yaşadıkları tüm sorunlara rağmenralliyi başarıyla tamamladılar.Alican-Ali Eriç’ten oluşan Türk ekibi, Fransa’daki özel etaplarda yaptıkları derecelerle Avrupa Kupası’nda dördüncü olarak büyük bir başarı da elde etti.

 

Otomobil sporlarıyla önceleri sadece izleyici olarak ilgilenirken önce CamelTrophy Türk Takımı Seçmeleri, TransAnatolia rallisi, Classic Marathon gibi organizasyonlara katılan Ali Eriç ve oğlu Alican Eriç, hedeflerini büyüterek bu yıl 18 Mayıs-23 Haziran tarihlerinde 8.’si düzenlenen Pekin-Paris Klâsik Otomobil Rallisi’ne katıldılar.Rallinin ilk ayağı olan Çin’den itibaren yaşadıkları teknik sorunların yanı sıra zorlayıcıyol ve hava koşullarıyla da mücadele eden baba-oğul, tüm aksiliklere rağmen büyük bir başarıya imza atarak 8.Pekin-Paris Klâsik Otomobil Rallisi’ni son durak olan Paris’te tamamladılar.

 

Ali Eriç ve Alican Eriç’ten oluşan Türk ekibi, üç yılda bir düzenlenenve bu yıl ikinci kez rotası Türkiye’den geçen 8.Pekin-Paris Klâsik Otomobil Rallisi’nde 1973-75 yılları arasında sadece 176 adet üretilen iki kişilikAnadol STC-16ile yarıştılar. Türk tasarımcılar tarafından tasarlanıp seri olarak üretilmiş ilk ve tek Türk spor otomobili olma özelliğini hâlâ koruyan aracınpilotluğunu Alican Eriçyaparken, babaEriçise co-pilotluğu üstlendi. Castrol Ford Team Türkiye Takımı Direktörü Serdar Bostancı ile ekibi tarafından hazırlanan otomobilin ralli serüveni için PETLAS, toprak, çamur ve asfalt zeminlerin hepsinde kullanılabilecek özel lâstik üretti.

 

18 Mayıs’ta Pekin’den start alan 8. Pekin-Paris Klâsik Otomobil Rallisi’nde ekipler, Çin sınırları içerisinde yaklaşık13 gün süren ilk bölümün ardından karayoluyla Kazakistan’a geçtiler.Ardından, rotası Hazar Denizi kıyısına ulaşan yarış için otomobiller feribotla Bakü’ye geçerken, yarışçılar uçakla Azerbaycan’ın başkentine gönderildiler. Azerbaycan’dan sonra Gürcistan’a geçen yarış, 12 Haziran’da Ardahan’ın Posof İlçesi’ndeki Türkgözü sınır kapısından Türkiye’ye giriş yaptı. Sırasıyla Erzurum, Sivas, Ankara ve İstanbul’daki etapları tamamlayan yarışçılar, 17 Haziran’da Türkiye’den ayrıldılar. Önce Selanik’e, ardından feribotla İtalya’ya geçen ekipler, oradan da Fransa’ya ve rallinin son durağı olan Paris’e ulaştılar.

 

 

Türk ekibi Anadol STC-16 araçlarıyla Avrupa’yı rahat aştılar

 

Asya’da yaşadıkları zorlukları yılmadan aşmaya çalışan Alican ve Ali Eriç, arabalarının İstanbul’da duayen rallici Serdar Bostancı ve ekibi Teknik Motorspor tarafından baştan aşağı elden geçirilmesinin ardından sonraki etaplardaproblem yaşamadılar. Selanik sonrası ilk Avrupa özel etaplarını başarıyla tamamlayan ekip, devamındaki etaplarda da iyi sonuçlar elde ettiler.

 

Alışılmış bir model olmayan Anadol STC-16, Asya’nın ardından Avrupa’daki etaplarda da klâsik otomobil meraklıları tarafından yoğun ilgi gördü.

 

PEKİN-PARİS KLÂSİK OTOMOBİL RALLİSİ HAKKINDA

Pekin-Paris arasında bir otomobil yarışması düzenleme fikri uzun yıllar öncesine dayanır. İlk olarak 1907 yılında düzenlenen yarışa katılabilen beş araçtan dördü aylar ve binbir güçlüğü aştıktan sonra Paris’e varabildi. Yıllar sonra, ilk yarışın 90’ıncı yıldönümü nedeniyle ikinci kez “Klâsik Otomobil Rallisi” olarak yeniden düzenlendi. Nihayet 2007’de yüzüncü yılda düzenlenen üçüncüsüyle birlikte üç yılda bir tekrarlanacak bir döngüye girildi. 2010’daki dördüncü ralliye ilk kez bir Türk ekibi; Ahmet Öngün-Erdal Tokcan ikilisi, 1967 model bir Anadol A1’le katıldılar ve meşhur rallicimiz Serdar Bostancı ve ekibi tarafından hazırlanan araçlarıyla genel klâsman ikinciliğini kazanma başarısını elde ettiler.

ALİ ERİÇ HAKKINDA

1959’da Ankara’da doğdu. 1982’de ODTÜ Makine Mühendisliği bölümünü bitirdikten sonra birçok yabancı ve yerli telekomünikasyon firmasında saha mühendisi olarak çalıştı. 1994’te kurduğu şirketinin başında 2005 yılına kadar yöneticilik yaptıktan sonra ilk kıta-aşırı yolculuğunu Otokar firmasına sipariş ettiği özel bir Land Rover Defender araçla tek başına İstanbul’dan Cape Town’a kadar gerçekleştirdi. 2009’da başladığı Dünya seyahatini ise 5 kıta ve 39 ülkeyi aşarak, yine tek başına 2012 yılında tamamladı.

 

ALİCAN ERİÇ HAKKINDA

1990’da İzmir’de doğan Alican Eriç, üniversiteye kadar olan yaşamını ve dolayısıyla eğitimini İstanbul’da tamamladı. Melbourne/Avustralya’daki Monash Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü’nde önce Lisans, daha sonra da Lisansüstü eğitimini tamamladıktan sonra 2015 yılında Türkiye’ye döndü. Önce İzmir’de uluslararası seramik sanatçımız Mehmet TüzümKızılcan’ın atölyesinde iki seneye yakın asistanlığını yaptı. Daha sonra İstanbul’a dönen Alican Eriç bir süre Anadolu Grubu’na bağlı Isuzu Fabrikası’nda tasarımcı olarak çalıştı. Sonrasında kendi seramik atölyesini kurdu ve halen atölyesinde seramik dersleri vermek ve aldığı çeşitli siparişlerin üretimiyle uğraşmaktadır.

 

Haber: Bahar balkan